24 Mart 2010

Çocuklarda ve Ergenlerde Bilgisayar ve İnternet Bağımlılığı

14 yaşında bir çocuk annesiyle beraber geliyor. Çocuk umursamaz bir tavır içinde. Anne ise oldukça gergin. Sorunun ne olduğunu ve nasıl yardımcı olabileceğimi soruyorum. Anne, oğlunun bilgisayarın başından kalkmadığını söylüyor. Okuldan eve gelen çocuk bilgisayarının başına oturuyor ve neredeyse tüm zamanını orada geçiriyor. Bu sorunun başlangıç noktasını sorduğumda ilginç bir durumla karşılaşıyorum. Her şey ailenin, çocuğuna sene sonunda takdir ya da teşekkür belgesi getirmesi karşılığında bilgisayar sözü vermesiyle başlıyor. Çocuk üzerine düşeni yapıyor ve 7. sınıfın sonunda takdir belgesiyle geliyor. Aile de bunun üzerine verdiği sözü tutuyor ve kısa bir süre içinde bilgisayar alıyor. çağa ayak uydurmanın önkoşullarından biri olan internet bağlantısını da ihmal etmiyor. Çocuk 8. sınıfa başlıyor ve ilk dönem sonu karnesinde iki zayıf getiriyor. Bunun üzerine anne-baba öfkeleniyor ve derslerin kötüye gitmesinden sorumlu tuttukları bilgisayarı kolisine koyup kaldırıyor.

Çocuk, yıl sonu karnesinde altı zayıf getiriyor. Ayrıca okula devamsızlığı da oldukça fazla. Kısa bir konuşmanın ardından çocuklarının vaktinin büyük bir kısmını internet kafede geçirdiğini ve okuldan kaçma davranışının da çok arttığını öğreniyorlar. Bu noktada aile çaresizliğini fark ediyor ve profesyonel bir yardım almaya karar veriyor.

Okul başarısını ödüllendirmek amacıyla ailenin çocuğuna bilgisayar almasının bu şekilde sonlanması gerçekten üzücü. Ancak buna çok benzeyen en az on farklı çocuğun hikayesini dinlediğinizde sorun üzücü olmaktan çıkıyor. Üzüntü yerini endişeye ve korkuya bırakıyor.

Bütün teknolojik gelişmeler gibi bilgisayar ve internet de kendilerine has bazı sorunları beraberinde getirdi. Geçmişi oldukça kısa olduğu için insanlar üzerindeki uzun süreli etkileri fazla bilinmiyor. Ayrıca bu konuda yapılan çalışmaların sayısı da çok az. Ancak ruh sağlığı uzmanları “internet ve bilgisayar bağımlılığı”nı oldukça önemsiyor. Daha şimdiden ABD’de bu konuda çalışan klinikler açılmış durumda. Bilgisayar bağımlılığının ruh sağlığı alanında çalışan kişilerin temel kitaplarından biri olan DSM tanı kriterleri kitabının yeni sürümüne eklenmesi için çalışmalar devam ediyor. Yani yakın bir gelecekte “internet ve bilgisayar bağımlılığı” resmen bir hastalık olarak kabul edilecek.

İnternet ve bilgisayar teknolojisinin hayatımıza pek çok olumlu şey kattığı bir gerçek. Ayrıca pek çok işlemin internet üzerinden yapılır hale gelmesi bilgisayarı neredeyse bir zorunluluk haline getirdi. İlköğretime giden çocuklar ev ödevlerini internet üzerinden alıyor. Okul ve ders kayıtları internet üzerinden yapılıyor. Hastanelerin birçoğu randevularını internet üzerinden veriyor. Devlet neredeyse her tür işlemin internet üzerinden yapılabilmesi için yoğun bir çalışma içinde. Oyunlar, alışveriş, eğlence, sosyalleşme ve daha pek çok şey bilgisayarlarımızın içinde bize sunuluyor. Kendimizi bu dünyadan tümüyle soyutlamak ya da korumak amacıyla çocuklarımızı bilgisayarlardan uzak tutmaya çalışmak neredeyse imkansız. Bu durumda ne yapmak gerekiyor? Yani çocuklarımızın bilgisayarla sağlıklı bir ilişki kurabilmesi için nelere dikkat etmek gerekiyor?

Çocukların kaç yaşından itibaren bilgisayarla tanışmalarının uygun olacağıyla ilgili net bir bilgiye sahip değiliz. Ancak bir çocuğun televizyonu kullanmaya başladığı yaşlarda bilgisayarla da tanışması mümkün. Uzmanlar özellikle 2 yaşına kadar çocukların televizyondan uzak durmaları gerektiğini düşünüyor. Hatta Fransız Hükümeti çocukların 2 yaşına kadar televizyon izlemesini yasaklayan bir yasa bile çıkardı. 2 yaşından itibaren çocuklar ebeveyn eşliğinde bilgisayarla tanışabilir. Ancak bilgisayar başında geçirilen süre çok kısa tutulmalıdır. Çocuğun yaşı ilerledikçe süre de uzatılabilir. Çocuğun yaşına uygun ve gelişimini destekleyen oyunlarla oynamasına da izin verilmelidir. Ancak asla unutulmaması gereken şey zaman sınırının her zaman belli olması gerektiğidir. Bilgisayar ekranındaki görüntülerin çok hızlı değişmesi, sürekli dikkat çekici renklerin ve seslerin kullanılması çocuk üzerinde hipnotik bir etki yaratabilir. Bu da tümüyle serbest bırakılan bir çocuğun bilgisayarla saatlerce ilgilenmesine neden olacaktır. Bilgisayar başında uzun zaman geçiren çocuklar bir süre sonra akranlarıyla ilişki kurma güçlüğü çekmektedir. Ayrıca diğer her tür oyuncağı sıkıcı bulmaya başlamakta ve sürekli bilgisayarla oynamayı istemektedir. Birkaç dakika yerinde duramayan hiperaktif çocuklar bile bilgisayar ekranındaki görüntüleri izleyerek uzun süre oturabilmektedir.

Çocukların internette vakit geçirirken ailelerin dikkat etmesi gereken diğer konu güvenliktir. Çocuğun kullandığı bilgisayarda mutlaka güvenlik filtreleri kullanılmalıdır. Ayrıca sosyal paylaşım sitelerini kullanırken de kimlerle iletişim kurduğu mutlaka takip edilmelidir. Bilgisayar çocuğun odası yerine salon ya da oturma odası gibi ortak kullanım alanlarında bulundurulmalıdır. 12 yaşından büyük çocukların kullandığı internet kafeler aileler tarafından mutlaka bilinmeli ve kontrol edilmelidir.

Eğer çocuk sürekli oyunlardan bahsediyorsa, bilgisayarda çok fazla vakit geçiriyorsa, bilgisayarı kullanabilmek için ailesine yalan söylemeye başladıysa, internet kafeleri kullanabilmek için okuldan kaçma davranışı gösteriyorsa aile mutlaka önlem almalıdır. Bilgisayarı tamamen yasaklamak ya da tamamen serbest bırakmak kesinlikle uzak durulması gereken bir tutumdur. Çocukla iletişim kaybedilmemeli ve sorunun çözülebileceğine olan inanç anne-baba tarafından vurgulanmalıdır. Ancak sorun ileri boyuttaysa ve çocukla anne-baba arasında büyük bir çatışma varsa mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır.

Bilgisayar ve internet bağımlılığı, önümüzdeki yıllarda en çok duyacağımız şeylerden biri olacak. Bilgisayarın bize sunduğu imkanlardan faydalanırken, zarar verici yönlerinden uzak durmak oldukça zor. Çocuklarımızı bilgisayarlardan uzak tutmaya çalışmak günümüz koşullarında hiç gerçekçi değil. Ancak tümüyle serbest bırakmak da bağımlılığa davetiye çıkarmaktan başka bir anlam taşımıyor. Çocuğa bu konuda çizilecek sınır ihtiyaçlarını karşılayabilecek ölçüde geniş olmalı. Ancak bir bağımlı olmasını engelleyecek ölçüde daraltılmalı. Farklı alanlardaki beceri ve yeteneklerini geliştirmek tehlikeden uzak tutmanın en sağlıklı yollarından biri. Aksi taktirde çocuğunuz muhtemelen bilgisayarı bırakıp televizyonun başına geçecektir ki belki bu da başka bir bağımlılık...

Bu yazı, Digitalage dergisinin Ocak 2010 sayısında yayınlanmıştır.

Paylaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder