24 Mart 2010

Bebeğiniz için güvenli bir dönem: Bağlanma…


Bebekler yaklaşık dokuz ay süren hamilelik döneminin ardından, kendilerini neredeyse hiçbir şey bilmedikleri bir dünyada bulurlar. Başlangıçta bu ortamda ne kendilerinin ayrı bir varlık olduğunun ne de çevresinde olan bitenin ne olduğunun farkındadırlar. Ancak anne karnında hayata tutunabilmelerini sağlayacak pek çok özelliği kazandıkları için yaşamla başa çıkabilirler ve sonrasında ihtiyaç duydukları becerileri hızla kazanırlar. Bu dönemde bebeklerin en çok ihtiyaç duyduğu şey kendilerini güvende hissedebilecekleri huzurlu bir ortamdır.

Özellikle ilk kez anne ya da baba olma heyecanını yaşıyorsanız kaygılı olmanız normaldir. Ancak endişe etmenize gerek yok. Bebeğinizin ihtiyaçları ile ilgili gösterdiği ipuçlarını takip edin. Tecrübelerine güvendiğiniz yakınlarınızdan yardım alın. İçinde bulunduğunuz dönemle ilgili sağlıklı kaynaklardan bilgi toplayın ve en çok bebeğinizle aranızdaki ilişkiye ve sezgilerinize güvenin. Başlangıçta çok zor gibi görünen görevlerin düşündüğünüz kadar zor olmadığını ve aynı zamanda ne kadar keyifli olduğunu fark edeceksiniz.

Bebeklerde Duyuların Gelişimi

Bebeğiniz doğduğu anda dünyayı algılamasına yardımcı olacak duyularının çoğunu etkin şekilde kullanabilir. Annenin kalp ritmine ya da anne karnında duyduğu seslere benzer sesler duymak (elektrik süpürgesi, çamaşır makinesi vs..) bebeğinizi rahatlatacaktır. Ayrıca bebeğiniz kısa süre içinde insan sesini diğer seslerden ve sonrasında anne ve babasının sesini ise diğer insanların sesinden ayırmayı öğrenecektir. bebeğinizle konuşmak, ona şarkı söylemek ve onun tepkilerini izlemek, bebeğinizle aranızdaki bağı güçlendirecektir. Bunun bebeğiniz üzerinde ne kadar olumlu etki bıraktığını göreceksiniz. Bu nedenle bebeğinizin konuşulanları anlayıp anlamadığını önemsemeyin.

Bebeğinizle ilişkinizi güçlendirecek en önemli şeylerden biri de dokunmadır. Bebeğinizin dokunma duyusu oldukça gelişmiştir. Ona dokunmanız, okşamanız, onu sıcak tutacak yumuşak kumaşlarla sarmanız veya giydirmeniz rahatlamasına yardımcı olacaktır. Onun ihtiyaçlarının çoğunu karşılamanız için dokunmanız gerekecektir ve bu süreçte bebeğiniz yaptığınız bazı şeylerden hoşlanırken bazılarından ise hoşlanmayacaktır. Bu nedenle bebeğinizin davranışlarını gözlemlemeniz oldukça önemlidir. Bir bebeğin belirgin şekilde tercihlerinin olduğunu fark etmek size şaşırtıcı gelebilir. Ama o bir bireydir ve bunu size her fırsatta gösterecektir. Ayrıca bu durumdan keyif alan tek kişi bebeğiniz olmayacaktır. Sizin için de bu deneyim oldukça keyiflidir. Hatta biraz daha ileri giderek şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; bir insanı, kucağında huzur içinde yatmakta olan bir bebekten daha fazla mutlu edecek gerçekten çok az şey vardır.


Bebeğinizin sizinle kuracağı göz teması, onunla ilişkiniz ve onun kendini güvende hissetmesi için çok önemlidir. Bebeğiniz yeni doğduğunda ancak 20-25 cm. uzaklıktaki görüntüleri algılayabilir. Bu mesafe yaklaşık olarak bebeğinizi emzirirken bebeğinizin gözleriyle sizin yüzünüz arasındaki mesafedir. Zamanla bebeğinizin görüş mesafesi genişleyecek ve sizi daha uzaktayken de takip edebilecektir. Başlangıçta siyah-beyaz gibi zıt renkli şekillere bakmayı tercih eden bebeğiniz yaklaşık üç aylık olduğunda diğer renkleri ve hareketli şekilleri de ayırt etmeye başlayacaktır. Bu dönemde bebeğinizin çevresinde birbirinden farklı ve çok sayıda nesne bulundurmanız onun beyin gelişimini olumlu yönde destekleyecektir.

Bebeğinizle kurduğunuz ilişkide görme duyusundaki gelişimin ayrı bir önemi vardır. Bebeğiniz, yaklaşık üç aylık olduğunda çevresindeki insanların yüzlerinin birbiriyle aynı olmadığını fark etmeye başlayacak, altı-yedi aylık olduğunda ise insanları görerek tanımaya başlayacaktır. Bu gelişim insan hayatındaki önemli bir sürecin başlangıcıdır. Bebeğiniz bağlanma ilişkisi kurduğu kişiyi yaklaşık olarak altıncı ayda net bir şekilde diğer insanlardan ayıracaktır. Bu gelişim bebeğinizle kurduğunuz ilişkide yeni bir dönemin başlamasını sağlayacaktır.

Bağlanma


Bağlanma, bebeğinizle sizin aranızda duygusal olarak olumlu ve karşılıklı yardım edici bir ilişkinin kurulmasıdır. Bebeğinizle aranızda kurduğunuz bağın oluşmasında doğumdan sonraki dönemin kritik olduğu söylenmektedir. Bu alanda yapılan çalışmalar, doğumdan hemen sonra bebeklerini kucaklarına alan annelerin çocuklarına daha kuvvetli bir bağ ile bağlandığını göstermektedir.

Bebeğiniz doğduğunda bağlanma ilişkisini kolaylaştıracak birçok özelliği de beraberinde getirecektir. Örneğin, emme refleksi bebeğin annesine bağlanmasına yardımcı olur. Çünkü emme olayında karşılıklı bir alış-veriş ve karşılıklı bir kolaylaştırma yaşantısı vardır. Bebek anneyi emerken ihtiyacı olan besini alırken, anne ise süt birikmesi nedeniyle memelerinde oluşan ağrıdan kurtulur. Ayrıca insan bedensel temastan kaynaklanan haz, anne, baba ve bebek arasındaki bağlanma ilişkisini kolaylaştırır.

Doğumdan sonraki dönemde bebeğinizin ihtiyaçlarını zamanında karşılamanız temel güven duygusunun oluşmasını ve sizinle güvenli bağlanma ilişkisi kurmasını sağlayacaktır. Ancak burada belirtilen ihtiyaçlar sadece bebeğinizin hayatını sağlıklı şekilde sürdürmesini sağlayan fiziksel ihtiyaçlar değildir. Bebeğinize göstereceğiniz sevgi ve şefkatin de fiziksel ihtiyaçlar kadar önemi vardır ve bebeğinizin sağlıklı gelişimi için gereklidir.

Bebeğiniz doğduğunda kendisini tümüyle yabancı bir yerde bulur. Dolayısıyla onun için korkutucu olabilecek pek çok şey vardır. İlk altı aylık dönemde bebeğinizi en çok korkutan şey ani ve yüksek sesler olacaktır. Altıncı aydan sonra ise genellikle yabancı insanlardan korkacaklardır. Bebeğiniz korktuğunda ağlayarak size bunu belli eder. Bebeğinizin gözlerine bakmanız ve ona dokunmanız rahatlaması için genellikle yeterli olur. Onu korkusuyla baş başa bırakmak iyi bir fikir değildir. Bu nedenle bebeğiniz korktuğunda yakınında olmanız ve ona şefkat göstermeniz kendini güvende hissetmesi için gereklidir.

Bebeğiniz doğduktan sonra günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirecektir. Uyku, temel ihtiyaçlardan biri olmasına rağmen uykuya geçiş öğrenilen bir beceridir. Bu kadar temel bir ihtiyacın öğrenilmesi oldukça şaşırtıcıdır. Bazı çocuklar uyuyabilmek için annenin kokusuna ve emzirilmeye ihtiyaç duyarken, bazı bebekler kucakta taşınmaya ya da ayakta-beşikte sallanmayı tercih edecektir. Burada unutulmaması gereken şey, bebeğinizin uykuya geçiş sürecini sağlıklı şekilde öğrenebilmesi için yardımınıza ihtiyaç duyacağıdır. Bazı anne ve babalar bebeklerinin kendi başına uyumayı öğrenmesi için onu yalnız bırakmayı tercih eder. Böyle bir durumda bebeğiniz uzun süre ağlayacak ve sonunda yorgunluğa yenik düşerek uyuyacaktır. Ancak bu şekilde uyumak bebeğinizin kendini güvende hissetmemesine neden olacaktır. Her insan gibi bebeğiniz de uykuya geçmeden önce rahatlama ihtiyacı içindedir. Bebekler yetişkinler gibi kendilerini rahatlatamazlar. Bunun ise oldukça anlaşılabilir bir nedeni vardır; yetişkinlerin kendilerini gergin hissettiklerinde rahatlamalarına yardımcı olan parasempatik sinir sistemi bebeklerde henüz gelişmemiştir.

Yakın bir zamana kadar baba ve bebek arasındaki ilişki ve bu ilişkinin değeri pek önemsenmemiştir. Bebeğin ilk yıllarında neredeyse tüm bakımının anne tarafından yapılması, babanın bu süreçteki önemini ikinci plana atmıştır. Ancak hızla değişen ekonomik durum kadınları da iş hayatında varlık göstermesi ve ev içindeki ilişkinin de kadın ve erkek arasında eşitlenmesi baba ve bebek arasındaki ilişkiye de daha fazla odaklanılmasını sağlamıştır. Son zamanlarda yapılan araştırmalar babalar ve bebekler arasında da bir bağlanma ilişkisinin yaşandığını ve bu ilişkinin bebeğin hayatını olumlu yönde etkilediğini göstermektedir.

Bebeğinizle kurduğunuz bağlanma ilişkisinin temelinde ihtiyaçların karşılanması bulunur; yani baba ve bebek arasında güvenli bağlanma ilişkisi kurulabilmesi için babanın da bebeğin ihtiyaçlarının karşılanmasında aktif görev alması gerekmektedir. Bebeklerini çok seven ve bazen çok sevdikleri için bebeğin tüm ihtiyaçlarını tek başına karşılamaya çalışan anneler, babalara daha fazla fırsat tanımalı ve onlara yardımcı olmalıdır. Bu, hem annenin üzerindeki yükü azaltacak hem de babanın bebekle daha sağlıklı ilişki kurmasına imkan yaratacaktır.

Bebeklerle anne ve babalar arasında kurulan güvenli bağlanma, bebeğinizin hayatını sonuna kadar olumlu yönde etkileyecektir. Bebeğiniz tüm gelişim dönemlerinde daha cesur davranacak, zorluklarla daha kolay başa çıkacak, koşulsuz sevgi içinde büyüdüğünü fark edeceği için hata yapmaktan daha az korkacak ve sonuç olarak kendini hayata daha güçlü şekilde hazırlayacaktır. Bebeğinizin ihtiyaçlarının bazı zamanlar karşılanması, bazı zamanlar karşılanmaması ise onun belirsizlik içinde yaşamasına neden olacaktır. Bu durumda ise bebeğiniz genellikle kaygılı olacak ve kendini tümüyle güvende hissetmeyecektir.

Yaşamını sürdürebilmek için başkasının bakımına ve korumasına en çok ve en uzun süre ihtiyaç duyan canlı insandır. Bu nedenle bebeğinizin ihtiyaçlarının karşılanması ve kendini güvende hissedebileceği bir ortam yaratılması hem bebeklik dönemi hem de daha sonraki dönemler için çok önemlidir. Unutulmamalıdır ki her bebek biriciktir ve her bebeğin kendine özgü özellikleri vardır. Her şeyin temelinde siz anne ve babaların bebeğinizi tanıma ve anlama çabası vardır. Bebeklik dönemi zor olduğu kadar keyifli ve aktif olduğunuz bir süreçtir. Kendinize ve bebeğinize göstereceğiniz anlayış ve koşulsuz sevgi sadece bebeğinizin değil sizin de hayatınızı güzelleştirecektir.

Yararlanılan Kaynaklar
1. Prof. Dr. Melike SAYIL, Bebeklik
2. Yrd. Doç. Dr. Aysel ÇAĞDAŞ, Anne-Baba-Çocuk İletişimi

Bu yazı Mother and Baby dergisinin mart 2010 sayısında yayınlanmıştır.

Paylaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder